İtalya Dışişleri Bakanlığı, halen Lübnan'da bulunan vatandaşlarını davet ederek, “geri dönebilenlerin ülkeye dönmesi gerektiğini” söyledi.
Orta Doğu'da gerginlikler artmaya devam ederken, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani hem vatandaşlara hem de askeri personele İtalya'nın her türlü gerilime yanıt vermeye hazır olduğuna dair güvence verdi.
Salı günü parlamentoda yapılan brifingde Tajani, İtalyan hükümetinin Lübnan'da yaşayan 4.000 İtalyan'ı ve bölgede konuşlu askerlerini koruma kararlılığının altını çizdi.
Şu anda Lübnan'da bulunan İtalyan vatandaşlarına ilişkin konuşan Tajani, ülkesinin “durumun kötüleşmesi halinde her türlü olasılığa hazır olduğunu” belirterek, “geri dönebilenlerin geri dönmesi gerektiğini” ifade etti.
Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları, krizin tırmanması karşısında İtalya'nın artan alarm durumunu yansıtıyor.
Bakanın açıklamaları, geçen hafta yaşanan olayların ardından Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilimin arttığı ve İtalya'nın durumu yatıştırma çabalarına aktif olarak katılmaya devam ettiği bir dönemde geldi.
İsrail, Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından ve grubun kurucu üyelerinden Fuad Şükür'ü, İsrail'in kuzeyindeki Golan Tepeleri'nde 12 kişinin ölümüne yol açan olaylara karıştığı iddiasıyla 30 Temmuz'da Beyrut'ta düzenlediği hava saldırısında öldürmüştü. . Saldırının ardından Hizbullah, İsrail'e aynı şekilde karşılık vereceği sözünü verdi.
İran, Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin 31 Temmuz'da başkent Tahran'a yaptığı ziyaret sırasında düzenlenen hava saldırısında öldürülmesinin ardından İsrail'den intikam sözü vermişti. İsrail suikastın sorumluluğunu üstlenmedi.
“Bu kadar gergin bir durumla nadiren karşılaştık”
Tajani, kötüleşen krizin ele alınması için İtalya'nın başkanlığında bir G7 toplantısı yapılması çağrısında bulundu ve yedi ülkeden oluşan grup, ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze'deki ateşkes planına destek verdiğini ifade etti.
Bu uluslararası fikir birliği, şiddeti durdurma ve düşmanlıkları sona erdirmeye yeniden odaklanma yönündeki ortak çağrının altını çiziyor. İtalya Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan nihai açıklamaya göre G7, “İlgili tarafları diyalog ve ılımlılık yolunu engelleyecek ve yeni bir gerilimi teşvik edecek her türlü girişimden vazgeçmeye davet ediyoruz.” dedi.
Sağcı popülist İtalya'nın Kardeşleri (FDI) partisinin parlamento dış ilişkiler komitesi üyesi Emanuele Loperfido, mevcut jeopolitik iklimi benzeri görülmemiş bir gerilim olarak nitelendirdi.
Rusya'nın son dönemde İran'a yaptığı silah transferinin, Batı çıkarlarına karşı cephenin göstergesi olarak öneminin altını çizdi.
Loperfido, “Bundan daha gergin bir durumla nadiren karşılaştık” diyerek, Batı bloğunun uluslararası hukuk ve mağdurların korunması konusundaki kararlılığının hayati önem taşıdığını vurguladı. Loperfido, bu ilkelerin İtalyan hükümetinin ulusal, Avrupa ve uluslararası düzeydeki daha geniş çabalarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ekledi.
Bu arada muhalefet partileri hem İsrail hem de İtalyan hükümetlerini eleştirdi. Sol popülist Beş Yıldız Hareketi (M5S) partisinin lideri Giuseppe Conte, İtalyan hükümetinin durumu ele almasını kınadı ve hükümeti Filistin Devleti'ni tanımamakla suçladı.
Conte, Instagram hesabında yayınlanan bir videoda hükümetin yaklaşımını korkakça ve ABD yönetimiyle suç ortaklığı olarak nitelendirdi.
“Bu hükümetin korkak olduğunu düşünüyoruz! Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda üç kez Filistin Devleti'ni tanıma ve bu askeri harekatı durdurma fırsatı buldu ama bunu yapmadı” dedi.
Lübnan ve İran'da yaşanan son gelişmeler, bölgesel gerilimlerin azaltılması açısından hayati önem taşıyan ateşkes görüşmelerini karmaşık hale getirdi. Ne İsrail ne de İran topyekun bir savaş istemese de, itidal çağrılarına kulak vermeleri pek olası değil, bu da yakın gelecekte barış olasılığı konusunda belirsizliğe yol açıyor.