Kurtulmuş, NATO parlamentosu başkanları zirvesinde hazır bulunduğu ABD'nin başkenti Washington'daki Amerikan Dini Merkezini ziyaret etti.
Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi'nin (TASC) Amerikan Dini Merkezi'nde düzenlediği programda ABD'deki Türkler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Dini Merkezin ziyaret edildiğini söyledi. Onu ilk kez Türkiye'nin büyüklüğü ve hedefleri baz aldı. Görevine uygun olduğunu açıkladı.
Dünyanın insanlık tarihinin en önemli çalkantılarından birini yaşadığını belirten Kurtulmuş, iklim değişikliğinden göçmen sorunlarına, küresel gelir dağılımındaki adaletsizliklerden çatışmalara kadar pek çok bölgede önemli değişikliklerin yaşandığını söyledi.
Yeni çok kutuplu dünya sisteminin başladığını vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın her bölgesinde ve her yerinde tek bir ülke ya da birkaç ülke tarafından yönetilmediğini, tam tersine güç merkezlerinin birbirleriyle kıyasıya rekabet ettiği ortamların bulunduğunu görüyoruz. ekonomiden sosyal yapılara, teknolojinin gelişmesinden askeri dengelere kadar pek çok alanda yeni fırsatlar ve tehditler” dedi.
Türkiye gibi biz de dünyanın en zor bölgesinde yaşıyoruz. Bir yanda Karadeniz; İşte Rusya-Ukrayna savaşı… Güneyimizde Ortadoğu var, sınırlarımızın hemen güneyinde ise vekâlet savaşlarının ürünü terör örgütleri var. Doğu Akdeniz ve Kafkaslarda gelişmeler var. Dünyadaki tüm bu çatışma ve gerginlik alanlarının ortak noktası Türkiye'dir. Bu dönem Türkiye için de büyük bir fırsatı temsil ediyor. Güçlü Türkiye, güçlü toplum anlayışıyla önümüzdeki döneme çok daha güçlü giriyoruz. “Türkiye olarak karşı karşıya olduğumuz bazı tehditlerden yılarak veya bazı gelişmelerden geri adım atarak değil, önümüze çıkan fırsatları değerlendirerek yolumuza devam edeceğiz.”
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin kültürel, siyasi ve ekonomik açıdan farklı bölgelerle iş birliğini geliştirme potansiyeline sahip dünyadaki ender ülkelerden biri olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Türkiye, 300 milyon Türk'ün yaşadığı Türk dünyasının bir parçasıdır. Orta Asya'dan Avrupa'ya uzanan Fas, Türkiye'den Endonezya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada 2 milyara yakın Müslümanın yaşadığı İslam dünyasının bir parçası. Türkiye, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerle yakın ilişkiler sürdüren önemli ülkelerden biridir.” dedi.
“Türkiye çok kutuplu dünyanın sunduğu fırsatlardan yararlanacak”
Kurtulmuş, NATO'nun 75. yıl dönümü nedeniyle bir grup parlamenterle birlikte ABD'de olduklarını anımsatarak, şöyle konuştu:
“Parlamento başkanları toplantısının ardından Cumhurbaşkanımızın katılımıyla NATO üyesi ülkelerin devlet başkanları toplantısı yapılacak. Türkiye aynı zamanda NATO üyesidir. Türkiye aynı zamanda Avrupa Birliği'ne aday bir ülkedir. İslam İşbirliği Teşkilatı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyesi olan Türkiye, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü ile bağlantıları olan bir ülke, dolayısıyla dünyada bizim kadar farklı dış politika kartlarına sahip başka bir ülke yok. Hiçbir zaman at gözlüğü takmadan, hiçbir zaman tek taraflı bir anlayışa varmadan, ülkelerimizle iyi ilişkiler geliştireceğiz ve bunları milletimizin, bölgemizin ve insanlığın yararına kullanmaya gayret edeceğiz. Mesela Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta her iki ülkeyle de diyalog kurabildik, ki bunlardan sadece Türkiye üç yıldır her iki ülkeyle de görüşebildi ve onlara müzakere yolunu gösterdi. Diplomatik masa. Bu anlamda Türkiye önümüzdeki dönemde çok kutuplu dünyanın kendisine sunacağı fırsatları sonuna kadar değerlendirecek, dünyanın birçok yerindeki gelişmelere kayıtsız kalmadan kendi çıkarlarını koruyacaktır.”
“Demokrasilerde örgütlü sivil toplumların gücünden daha büyük bir güç yoktur.”
Türk toplumunun ABD'deki varlığının, Türkiye'nin ABD ve Batı dünyası ile ilişkilerinde önemli bir fırsat sunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Demokrasilerde örgütlü sivil toplumların gücünden daha büyük bir güç yoktur. Sayısal olarak bize eşitler, hatta bizim kadar sayısal güce sahip değiller, Amerikan siyasetine nasıl yön verdiklerini benden daha iyi bilirsiniz çünkü örgütlüdürler. 350 bin kişilik bir nüfusa sahip olmak ve Türk toplumunun diğer Batılı ülkelerle, özellikle de Türk-Amerikan ilişkilerimizde önemli bir rol oynamasını sağlamak, “Bu konuda TASC'ın ve diğer sivil toplum kuruluşlarımızın faaliyetlerine büyük önem veriyoruz. İşte.” değerlendirmesini yaptı.
Yeni dönemde Türkiye gibi Türkiye'nin de dünyayla ilişkilerini üç halkada ifade edilebilecek geniş bir strateji çerçevesinde yönettiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Öncelikle bölgemizde, Kafkaslarda, Balkanlarda, Karadeniz'de, Ortadoğu'da, dostlarımızın, kardeşlerimizin ve yakın çevremizin huzur ve esenlik içinde olması için olağanüstü çaba harcıyoruz. Dünyanın en sorunlu bölgeleri olan Doğu Akdeniz'de bu bölgenin huzur içinde olması özellikle Türkiye açısından önemli.” Her şeyden önce bölge ülkelerine fayda sağlıyor. Ortaya çıkan sorunları çözmek için. Bu çemberin içinde var olarak sorunları bir bir çözecek bir bakış açısıyla barış ve istikrar anlayışında ilerleme kaydediyoruz. Mazlum ve masum milletlerle, insan onurunu koruyan insanlarla, çevrelerle ve devletlerle ilişkilerimizi artırmaya devam ediyoruz. Bu bağlamda Türkiye, sadece yakın çevresi ile değil, başta dünyanın her yeri ile ilişkilerini düzenli olarak artırmakta ve geliştirmektedir. Afrika, Asya ve Latin Amerika'da. Odaklanacağımız üçüncü önemli halka ise yeryüzünde adalet ve eşitliğe dayalı bir dünya sistemi kurma çabasıdır. “Dünya beş kişiden büyüktür” dediğimizde bunu sadece bir slogan olarak söylemiyoruz, sadece siyasi bir argüman olarak da sunmuyoruz. Bunu dünyadaki en önemli ihtiyaçlardan biri olarak görüyoruz ve Türkiye olarak bunun doğrulanması için tüm gücümüzü seferber ediyoruz.”
“Yeni bir dünya sistemi kurma mücadelemizi yoğunlaştırmalıyız”
Dünyadaki sorunların pek çok nedeni olduğunu ancak asıl nedenin adaletsiz ve adaletsiz dünya sistemi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, bugün iklim krizini ve göçmen sorununu çözebilecek bir dünya sisteminin bulunmadığını söyledi.
Rusya ile Ukrayna arasında onbinlerce insanın ölümüne neden olan savaşın dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini ve bu savaşın önlenemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, İsrail katliamlarının devam eden soykırımını dünyanın engelleyemeyeceğini vurguladı. Modern zamanlarda insanlığın işlediği en büyük suçlardan biri olan Gazze.
Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Savaşı ne engelleyecek? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde 'Derhal ateşkes yapalım, bu insanlar ölmesin, bu insanlar ölüyor' diyen 10 karar tasarısından sekizi yer alıyor. Açlık, susuzluk ve ekmek yokluğu nedeniyle buraya acil yardım edelim' sözü veto edildi.” “Diğerleri veto edilmedi ama uygulamaya da geçilemedi.” ilan etti.
Dünyada hakkaniyete ve adalete dayalı bir sistem kurabileceklerini ve bunun için çaba harcadıklarını belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Dünyadaki Türk toplumunun evrensel olarak sunabileceği en önemli şeylerden ve en önemli görevlerden biri. İnsanlığa yeni bir dünya sistemi kurmak için bu doğrultuda mücadelemizi arttırmaktır görüşünü paylaştı.
Filistin'e destek için dünya çapında insani bir cephe oluşturulduğunu ve bu cephenin her geçen gün güçlendiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu zulme karşı durup 'artık çözelim' diyerek sokaklara, meydanlara çıkan milyonlarca insan, bir araya gelerek 'artık yeter' diyerek büyük bir mücadeleye girişti. Bu insanlığın dirilişidir, yenidendir. -İnsanlık cephesinin kurulmasını ve bu büyük katliamın, insanlığın yaşadığı bu büyük katliamın bir sonucu olmasını temenni ediyorum.” Büyük utancın sonunda “Dünya beşten büyüktür, adil bir dünya sistemine ihtiyaç var” diye çok uzun konuşmaya gerek olmadığını düşünüyoruz. İnşallah Türkiye olarak bu zor günleri, güçlü toplumumuzla, yaşadığımız coğrafyanın gerçek ekonomik ve siyasi istikrarıyla hepimiz geride bırakacağız. en güçlü ülkedir, bölgemizin ve dünyanın parlayan yıldızlarından biri olacak ve yoluna bu doğrultuda devam edecektir.”
Programa ayrıca AK İstanbul Partisi Adalet Komisyonu Başkanı ve Milletvekili Cüneyt Yüksel, AK Yalova Partisi Milletvekili Ahmet Büyükgümüş, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal, TASC Başkanı Seyit Şahin ve Diyanet Merkezi Türk-Amerikan Başkanı Fatih Kanca.